Soyut Sanat Akimlari
Kubizm ve Picasso
20.
yüzyil baslarinda Fransa’da, doganin aynen resmedilmesine ve özellikle
empresyonizme karsi duran bazi sanatçilar geometrik soyut sanat akimi olarak tanimlanabilecek
kübizmin dogmasina yol açmislardir. Basta resim olmak üzere heykel, mimari, grafik, felsefe ve edebiyatta da etkili olan
bu akim, diger Avrupa ülkeleriyle beraber Rusya’ya da yayilmistir. 1907-1914 yillari
arasinda gelisen kübizmin temelini, Ressam Paul Cézanne’nin esyayi parçalayarak
görme düsüncesi olusturmustur. Cézanne’nin 1907 yilinda Paris’te açilan
bir sergisi için gazetede
yayimlanan ‘doganin koni, küre ve silindir
gibi geometrik biçimlerden kaynaklandigi ve bu gözle çözümlenmesi gerektigi’
görüsü, kübizmi yaratan sanatçilarin hareket noktasi olmustur. Özellikle
resim sanatinda kendini hissettiren kübizmde, izlenimci ilkelere aykiri bir
çevreye bakis söz konusudur. Geleneksel perspektif anlayisi yikilarak modern bir sanat anlayisi yaratilmis,
gerçek nesnenin kendisinde aranirken geometrik biçimlerde
parçalara bölünerek, farkli bakis açilariyla (cepheden, yandan, arkadan,
üstten, alttan kesitleri alinarak, arkaya öne katlanarak) üçüncü boyutunun
verilmesi saglanmistir.
Bu akimin en önemli temsilcisi Ispanyol Ressam Pablo Picasso’dur (1881 – 1973).Yetişkinlik yıllarının büyük bir
bölümünü Fransa'da geçiren Picasso 20. yüzyılın en etkili
sanatçılarından biriydi. Kübizm akımının kurucularından biri olan
Picasso aynı zamanda kolajı da bulanlardan biriydi ve çok sayıda tarzın
gelişiminde etkisi oldu. En bilinen eserleri arasında Avignon'lu Kadınlar (1907) ve İspanya iç savaşı sırasında Almanların Guernica'ya düzenledikleri hava saldırısını resmeden Guernica (1937) yer alır.
Picasso, Henri Matisse ve
Marcel Duchamp 20. yüzyılın ilk on yıllarında plastik sanatlardaki
devrimci gelişimlerde en çok rol oynayan üç sanatçı olarak kabul edilir.
Picasso çocukluğunda ve ilk gençlik yıllarında gerçekçi tarzda yaptığı
resimlerle resim sanatına olağanüstü bir yeteneği olduğunu göstermiştir.
20. yüzyılın ilk onyılında tarzını değiştirerek farklı teoriler,
teknikler ve fikirler üzerine deneysel çalışmalar yaptı. Devrimci
nitelikteki yapıtları ona dünya çapında bir ün kazandırdı.
Sanatçinin önce Ispanya’da daha sonra
Paris’te sürdürdügü çalismalari üç döneme ayrilarak incelenmistir. Mavi Dönem
olarak adlandirilan hüznün ve mavi rengin hakim oldugu 1901-1904 arasindaki
birinci döneminde; daha çok göçebeler, körler, sakatlar, sokak kadinlari,
serseriler, dilenciler gibi büyük kentlerde zor yasam kosullarinda calisan
siradan insanlari resmetmistir. Pembe, gri ve açik kahverengi renkleri agirlikli
olarak kullandigi 1904-1906 yillari arasindaki -anneler ve çocuklar,
palyaçolar, akrobatlar, ip cambazlari gibi sirk insanlarini konu edindigi-
ikinci dönemi Pembe
Dönem olarak
tanimlanmistir. Zenci dönem olarak adlandirilan 1907-1914 yillari arasindaki
üçüncü döneminde ilkel sanattan ve
Afrika heykellerinden esinlenerek yaptigi heykelimsi figürlü eserlerle kübizmin öncü eserlerini gerçeklestirmistir.
GUERNICA -1937- tuval üzerine yağlıboya, 182 x 216 cm, Museo Nacional Centre de Arte Reina Sofia, Madrid, İspanya.
İspanya iç savaşı sırasında darbeci
general Franco'nun Cumhuriyetçiler'e karşı savaşırken, aklına çok
"yurtseverce" bir fikir geldi: Cumhuriyetçilerin elinde bulunan Guernica
kasabasını ve halkını Alman uçaklarına bombalattı. 26 Nisan 1937 günü
28 Nazi Alman bombardıman uçağının bombalar yağdırdığı Guernica
saldırısı sırasında 250 ila 1600 kadar insan öldü ve çok sayıda insan
yaralandı.
İspanyol yöneticiler İspanyol
ressam Pablo Picasso'dan, 1937 yılında Paris'te düzenlenen Dünya
Fuarı'nda sergilenmek üzere büyük bir duvar resmi yapmasını istediler.
Guernica saldırısı Picasso için esin kaynağı oldu.
Bu resim savaşın trajedilerini
ve insanlar üzerinde yarattığı acıları anlatıyor. Zaman içerisinde, tek
bir hadiseyi anlatmanın ötesine geçen bu resim, savaş trajedilerinin
kalıcı bir hatırlatıcısı ve savaş karşıtlmığının ve barışın bir sembolü
haline geldi.
Avignon`lu Kizlar -1907-Modern Sanatlar Muzesi -New York
Avignonlu Kızlar, Picasso'nun yağlıboya tablosudur. Kübizmin ve modern sanatın doğuşunu simgelemektedir. İnsan yüzünün temsili kurallarının bozulması uç noktalardadır.
Picasso, 1906'nın sonlarına doğru çalışmalarına başladığı bu resim için 809 tane taslak çizim yapmıştır. Ayrıca yine 1906 yılında İki Çıplak Kadın adlı tablosuyla ayna karşısında Venüs temasını kurgular, bu çalışması Avignonlu Kızlar'ın bir ön çalışması olarak kabul edilmektedir. İlk etapta "Avignon Genelevi" adını verdiği bu tabloda öğrenci ve bir de denizci olmak üzere iki erkek resmedilmiştir. Resimde kullanılan yüzlerde simetri reddedilmektedir. Picasso, primitif ve arkaik sanata yeni bir gözle bakıp bu izlenimleriyle eserlerini zenginleştirmiştir. Picasso, Avignonlu Kızlar'ın kulaklarını bir masktan esinlenerek yaptığını yıllar sonra belirtmiştir. Avignonlu Kızlar resmi, içeriğiyle değil, figürlerinin, mekânın parçalanmış ve bozulmuş tarzıyla insanları şaşırtmış; Picasso’nun kübist anlayışı ilk kez bu resimle ortaya çıkmıştır. Ressam, bir resmin görüldüğü gibi değil, görülmek istendiği gibi çizilmesinden yana olduğunu bu tablo ile vurgulamak istemiştir. Georges Braque'in Çıplak (1907) adlı tablosu da bu akımı temsil etmektedir.
No comments:
Post a Comment