GUSTAV KLIMT VE ART NOUVEAU
Avusturyalı ressam Gustav Klimt
(1862-1918) yoksul bir altın oymacısının yedi çocuğundan biri olarak
dünyaya geldi. Ondört yaşında Viyana'daki Plastik Sanatlar
Üniversitesi'ne girdi. 20 yaşında buradan mezun olduktan sonra kardeşi
Ernst ve okul arkadaşı Franz Matsch ile birlikte Känstlercompanie adlı
bir stüdyo kurdu. Duvar ressamı olarak büyük başarı sağladılar ve
müzelerden, tiyatrolardan ve zengin kişilerden süsleme işleri almaya
başladılar. Ama Ernst'in ölümü ve Franz Matsch ile yolların ayrılması
ile birlikte şirket kapandı.
Süslemeci olarak çalıştığı
yıllar içerisinde Klimt kendi kişisel tarzını geliştirdi. Klimt'in
resimleri çoğunlukla altın ve gümüş boya, metal ve seramik içeriyordu ve
konunun kendisine olduğu kadar süsleme ayrıntılarına da özen
gösteriyordu. Duvar resmi yapmayı yeğlediği için Klimt'in resimlerinden
pek azı tuval üzerine yapılmıştır. Klimt aynı zamanda Bizans
mozaiklerinden de esinlenmiştir.
1897 yılında Avusturyalı Sanatçılar Birliği olarak da adlandırılan
Vienna Sezession'unun kurulmasına önayak oldu. Kurucuları
arasında yer aldığı ve ilk başkanı olduğu Sezession genç ve yenilikçi
sanatçıların önünü açma ve akademik sanat dünyasının tutuculuğuna karşı
çıkma amacı taşıyan bir Art Nouveau [okunuşu: ar nuvo] hareketiydi.
Dünyanın dört bir yanından insanlara kendi devrimci sanatlarını
sergilemek üzere çeşitli sergiler düzenleyen Sezession aynı zamanda "Ver
Sacrum" adında aylık bir dergi de yayınlıyordu. Klimt'in kişisel tarzı
hareketin estetiğini temsil eder hale geldi ve 1902 yılında Klimt
Sezession binası için "Beethoven Frizleri" adlı duvar resimlerini yaptı.
1905 yılında Sezession'un kimi üyeleriyle yaşanan anlaşmazlık sonucu
Kunstschau adı verilen yeni bir cemiyet kurdu. Klimt çok popüler
olmasının yanısıra çok tartışmalı da bir sanatçıydı. Kadınlara
düşkünlüğüyle biliniyor ve çoğu kez hayat kadınlarını model olarak
kullanıyordu. Büyük ölçüde kadın güzelliğini konu alan eserleri, 20.
yüzyıl başları Viyana'sının ahlak anlayışına göre çok şehvet düşkünü
kabul ediliyordu. Hatta içerisinde çıplak kadınların yer aldığı daha
tarihsel veya mitolojik eserleri bile sıklıkla çok erotik olmakla
eleştiriliyordu.
kaynak: www.solakkedi.com
No comments:
Post a Comment